Bugün internette denk geldiğim, hangi yıldan olduğunu bilmediğim bir Engin Ardıç köşe yazısı. 

Engin Ardıç insanına tavsiyem biraz oturup metal dinlemesi, bunu yaparken de biraz dinlediği şeylerin sözlerine dikkat etmesi. 

Misal, sözlerine dikkat ederek Pain of Salvation'un aşağıda youtube linkini paylaştığım water şarkısını dinleyebilir. Ondan sonra kendisi her ne dinliyorsa kendi dinlediklerinden aynı duyarlılığa sahip bir şarkı gösterebilir bana. 

Farkındalık

Her insana lazım denebilecek türden bir şey, farkındalık.

Not: Facebook'taki Hunili Sözlük sayfasından alıntıdır.

Deheleeaay amuga!!

Baya baya sesli güldüm. 

Not: Facebook'taki Hunili Sözlük sayfasından alıntıdır.

Ruh sıkıntısı

Bir dolanmaya ihtiyacım var. Yalnız başıma ama mümkünse, şu aralar bana gına getiren şu Almanca denen dili duymak zorunda olmadan.

Bozcaada falan belki, tek sorun Almanya'dan Bozcaada biraz pahalıya patlayabilir.

Nefes almaya ihtiyacım var. Tek başıma saçmalamaya.

Diablo III

Oh sweet lord of hell, why can't I play that!?

Düşünemedi

Sesli güldüm adeta. Yorumsuz!

Borç

Babam hep der(di),

Ne kimseye borç ver, ne de kimseden borç al.

Borç verir, geri istersin, istediğin için suçlu olursun. İstemezsen, (çoğu zaman)kazıklandığınla kalırsın.

Borç verip kötü olacağına, vermeden kötü ol.

Borç kavramını ise günlük, işin maddi yönünü kasteden kullanımından farklı olarak, manevi olaylar ile ilgili de kullanırdı.

Sonuç itibariyle elbette ki "hayat, yenilen kazıkların bileşkesidir".

Bugün ben de zamanında aldığım manevi bir borcu geri ödemek durumundayım. Sonuçta her insandan da orantılı bir geri ödeme isteğinde bulunmasını beklemek saflık olur. Buldum fırsatını, koparayım diyor insanlar hemen. Ben de babama hak vererek yediğim kazığın tadını çıkarmaya bakıyorum.

Hayatta ne zamana kadar öğrenmeye devam edeceğiz acaba?